thee.nstars.org
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
thee.nstars.org

frm06.nstars.org
 
AnasayfaAnasayfa  FRM06.NSTARS.ORFRM06.NSTARS.OR  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 TELEVİZYON

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
yengeç_kral
BANLI ÜYE
yengeç_kral


Mesaj Sayısı : 24
Yaş : 30
Nerden : ankara
Kayıt tarihi : 13/05/08

Kişi sayfası
puan derecesi:
TELEVİZYON Left_bar_bleue15/100TELEVİZYON Empty_bar_bleue  (15/100)
canlılık:
TELEVİZYON Left_bar_bleue12/100TELEVİZYON Empty_bar_bleue  (12/100)
çekicilik:
TELEVİZYON Left_bar_bleue20/100TELEVİZYON Empty_bar_bleue  (20/100)

TELEVİZYON Empty
MesajKonu: TELEVİZYON   TELEVİZYON Icon_minitime13.05.08 13:14

Görüntünün ve görüntüyle alakalı seslerin aynı anda elektromanyetik
dalgalar halinde yayılması prensibine dayanan en mükemmel haberleşme
sistemlerinden biri. Televizyonun temel prensibi ışık enerjisinin
elektrik enerjisine çevrildikten sonra yayınlanması ve alınan
elektromanyetik sinyallerin tekrar ışık enerjisine çevrilmesidir.

Işık enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde
Selenyum üzerine ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin
keşfedilmesiyle başlamıştır. Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak
ışık düşerse; sinyal kuvvetli, soluk ışık düşerse sinyal zayıf
olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp
alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder. Televizyon
bu bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir.

Gazete baskısında çıkan resimler yakından incelenirse resmin, açık ve
koyu noktalar matrisinden meydana geldiği görülür. Televizyon ekranında
da meydana gelen resim esasen açık ve koyu renkte noktaların birleşimi
bir matristir. Televizyon yayını ve alınmasında bu matris iki türlü
işleme tabi tutulur. Birinci işlem, resmi yukardan aşağıya doğru
binlerce yanyana noktalardan meydana gelen dilimlere ayırmak; ikincisi
de resme hareket kazandırmak için sinema tekniğinde olduğu gibi gözün
fark edemiyeceği sayıda ekrandan poz geçirmek (Bkz. Sinema). Bu iki
işleme televizyon tekniğinde tarama denir.

Televizyon sistemleri verici ve alıcı olmak üzere iki kısımdır. Verici
sistem, mercekli TV kamerası ve radyo vericisi; alıcı sistemse radyo
alıcısı ve TV alıcısıdır. TV kamerasıyla TV alıcısında ışık enerjisini
elektrik enerjisine çeviren tüpler vardır; bu tüpler kameradaki
mercekten gelen ışık şiddetini elektrik video sinyaline çevirir ve
radyo vericiye gönderir; alıcıdakiyse radyo alıcıdan gelen elektrik
video sinyallerini ışık enerjisine çevirerek ekranda görüntü meydana
getirir.

Televizyon yayını renkli ve renksiz olarak iki türlüdür. Renksiz
televizyon monokromatik (tek renkli) olarak adlandırılır ve beyaz, gri
ve siyah renklerden istifade edilir. Renkli televizyon ise özel filitre
ve dikromatik ışık teknikleri ve floresant maddelerden istifadeyle
kırmızı, yeşil ve mavi renkleri kullanır. Renkli televizyon siyah,
beyaz, kırmızı, yeşil ve mavi renklerin karışımından çok renkler elde
etme özelliği de taşır.

Kablolu televizyon sisteminde yayının TV alıcısna iletilmesinde
elektromanyetik dalgaları ileten antenler yerine telefon hattı gibi
kablo hatları kullanılır. Çeşitli dış faktörlerin parazit tesiri
olmadığından yayın daha nettir.

Televizyon yayınının radyo yayınından hiçbir farkı yoktur. TV yayını
genlik modüleli video (resim) sinyali ve frekans modüleli (FM) ses
sinyali şeklinde olur. Her iki sinyalin frekansı birbirine çok yakın
olup, aynı antendan alınabilir. Televizyon ses ve görüntü yayını için
kullanılan belirlenmiş frekans bandlarına TV kanalları denir. TV
frekans bandlarından 30-300 MHz arasında kalan bandlar çok yüksek
frekans (VHF); 300-3000 MHz arasında kalan bandlar ultra yüksek frekans
(UHF) gruplarına girer. Her band genişliği AvrupaTV sistemlerinde 8
MHz'dir; Amerikan TV sistemleri için 6 MHz'dir. TV yayınları birbirini
gören 50-120 km mesafelerdeki antenler aracılığıyla uzaklara iletilir.

Televizyon yayın tekniğine göre üç cins yayın vardır. Amerikan TV yayın
sistemi NTSC, Fransız TV yayın sistemi SECAM ve Avrupa TV yayın sistemi
PAL ismini alır. Türkiye PALTV yayın sistemine sahiptir.

Tarihî gelişme: İlk TV yayını 1928 ile 1935 seneleri arasında John
Logie Baird tarafından ingiltere'de BBC aracılığıyla yapıldı. Bu
sistemde resimler 525 yerine 30 çizgiyle ekranda teşekkül ettirildiği
için teferruat görülemiyordu. 1936 senesinde Alexandra Palace yine BBC
aracılığıyla 405 çizgi sistemiyle mükemmel görüntü elde etti. Bu sistem
İngiltere'de 1964 senesine kadar devam etmiştir. Televizyonda ilk
başarılı kamera İconoscope'un bulunuşuyla başlamıştır. İconoscope'u
yine buna benzeyen orthicon tüpü takip etti. Daha sonra çok küçük fakat
ışık direnç münasebeti mükemmel olan görüntü plakası kurşun monoksit
(PbO) kaplı vidicon tüp yapıldı. 1950 senesinde vidicon tüpün bulunuşu
TV'de dev bir adım oldu. Vidicon tüpün en geliştirilmiş tipi,
görüntünün düşürüldüğü plakanın yüzeyinin binlerce mini silileon
fotodiyodlar dizisinden meydana gelenidir. Bu tür tüplere epicon tüp de
denir. Tüplü kanallar yanısıra yarı iletken görüntü sensörlü kameralar
da yapıldı. Orthicon kamera tüpün boyu 40 cm, vidiconun boyu 20 cm iken
yan iletken görüntü sensörlü kamera elektron hüzmesi, yüksek voltaj ve
tüp gerektirmediği için çok ufak, 1,9 x 1,22 genişliğinde minik bir
parçadan ibarettir. Bu tür kameralara CCD (Charge-Cupled, Device) de
denir.

Türkiye'de televizyonla ilgili çalışmalar 1965'te başladı. İstanbul
Teknik Üniversitesinde küçük bir deneme istasyonu kurularak sınırlı bir
alana yayın yapılmıştır. 1968'de Ankara Televizyonu siyah-beyaz ilk
deneme yayınlarına başlamıştır. 1971'de İstanbul'da Çamlıca'daki
televizyon istasyonu devreye girmiş olup, Ankara'daki programları
aktarmıştır. Türkiye çapındaki yayınlar 1972'den sonra olmuştur. Renkli
televizyonun ülkemizde yaygın hale gelmesi 1985 yılında olmuştur.

Türkiye'de Radyo ve Televizyon yayıncılığı 1990 yılına kadar sadece TRT
tarafından yürütüldü. 1990 yılı başlarında Avrupa'da kiralanan uydular
aracılığıyla Türkiye üzerine yayın yapan özel televizyonlar
kuruldu.Kısa zamanda yurt çapında izlenmeye başladı. Bu arada Temmuz
1993'te Radyo ve Televizyon yayıncılığındaki devlet tekeli kaldırıldı.
Halen (1994-Mart) TGRT, Flaş, Kanal 6, HBB, ATV, SHOW TV, İnter Star,
Samanyolu TV'leri ile TRT'nin 6 kanalı yayın yapmaktadır.

TV kamerası: Resmin video sinyali TV kamerasında başlar. Resim veya
manzaradan gelen ışıklar kamera tüpünde elektrik sinyali şekline
çevrilir. Işıklar evvela mercekten geçerek fotoelektrik görüntü perdesi
üzerine düşer. Fotoelektrik perde diğer taraftan elektron hüzmesiyle
taranır. Perdedeki ışık görüntüsünün koyuluk ve açıklığına göre
fotoelektrik madde direnci değiştiğinden elektron akışı da farklı olur.
Bu farklı elektron akışı ise elektrik sinyalinin doğmasına sebep olur.

Elektron hüzmesi, kamera tüpü içindeki elektron tabancasıyla üretilir.
Elektron tabancası ısınınca elektron yayan katod ve ısıtıcı elemandan
meydana gelmiştir. Çıkan elektron hüzmesine tüp içindeki hızlandırıcı
ve yatay dikey yöndeki yönlendirici bobinlerle kumanda edilir. Renkli
televizyon kameralarında ışık kamera tüpüne girmeden önce akromatik,
dikromatik aynalardan yansıtılarak renklerine ayrılır. Akromatik ayna
bütün renkleri yansıtır. Dikromatik ayna bir rengi geçiren diğer
renkleri yansıtan özellikte özel bir maddeyle kaplanmıştır. Beyaz ışık
üç ayrı dikromatik ayna grubunda kırmızı, yeşil ve mavi renklerine
ayrıldıktan sonra kamera tüpüne girer.

TV alıcısı: Televizyon alıcısındaki tüp ekran iç yüzeyi
floresant maddeyle kaplı olup, elektron hüzme taraması işleminde
elektronların çarpmasıyla ışık saçar. Sinyal şiddetine göre elektron
çarpma miktarı fazlalaşacağı için parlaklık fazla olur. Sinyal şiddeti
azaldıkça parlaklık azalır. Sinyal sıfırsa hiç parlaklık olmayacağı
için görüntü siyahtır. Renkli televizyondaysa floresant madde üç ayrı
renkte ışık yayacak özellikte olup, gelen renk sinyalinin cinsine göre
ilgili rengi açığa çıkarır. Noktalar halinde çeşitli tonlardaki
renklerin birleşmesinden görüntü kompozisyonu ortaya çıkar. Bu tüpe
kineskop veya kısaca CRT denir. Kineskop, video sinyali resim haline
çevirir. Renkli TV alıcısındaki tüp, noktalar halinde fosforesantı,
kırmızı, mavi ve yeşil ışık yansıtan madde ihtiva ettiği için resim
renkli olarak ekranda görülür. TV alıcı tüpünde bulunan üç elektron
hüzme vericisi fosforesant maddede de kırmızı, mavi ve yeşil renkleri
açığa çıkaracak frekansta elektron atışı yapar. TV'deki diğer renkler
üç ana rengin karışımıdır. Renk sinyali ihtiva eden video sinyaline
Y-sinyali de denir.

Tarama ve senkronize: Televizyonda sinema tekniğindeki gibi gözün fark
edemiyeceği hızda poz değişimine ilave olarak, her poz ayrıca 625
çizgiyle noktalar halinde tek tek taranır. Göz önünden saniyede 25 poz
geçtiği için her görüntü 25x625= 15.625 çizgiyle meydana gelir.
Elektron hüzmesiyle tarama üst sol köşeden sağa doğru olmak üzere aşağı
doğru gider ve sağ alt köşede hüzme tekrar sol üst köşeye döner.
Elektron hüzmesinin sol üst köşeden başlayarak sağ alt köşeye ulaşma
süresi 1:50 saniyedir. Amerikan TV sisteminde bu süre 1:60 saniyedir.

Televizyonun kullanıldığı sahalar: Televizyonun kitle haberleşmesi
yanısıra eğitim, endüstri, tıp, trafik kontrolu, telefon, video kayıt,
bilgisayar ve faksimile konularında kullanma alanları vardır. Dünya
yörüngesine oturtulan TV muhabere uydularıyla görüntüler anında
dünyanın bir ucundan diğer ucuna ulaştırılmaktadır. 1963 senesinde
Amerikan Cumhurbaşkanının uğradığı suikast 750 milyon kişi tarafından
TV aracılığı ile görülmüş, 1969 senesinde N. Armstrong'un Ay'a ilk adım
atışı dünyanın birçok köşesinde aynı anda TV'den seyredilmiştir.

Televizyonun fayda ve zararları: Televizyon kullanma maksadına göre
faydalı veya zararlı olur. İyi hazırlanmış TV programlarının eğitim,
tıp, endüstri konularında faydaları çok fazla olur. İnsanlar öğrenirken
görme ve işitme organlarını çok iyi kullanırlar. Öğrenme işleminin %
90'ı gözle, % 8'i ise kulakla olur. Geriye kalan % 2'siyse koku,
dokunma tat ve altıncı hislerle olur. Öğrenmede bu kadar mühim görevi
olan televizyonun millî, kültürel, dînî ve diğer hususlarda önemi
büyüktür. Bu bakımdan TV programlarının milletlerin kültür, din ve
millî gerçeklerine uygun hazırlanması lazımdır.

Televizyonun eğitim ve propaganda alanlarında en güçlü yayın organları
arasında yer aldığı bilinmektedir. Televizyonun gücünü sosyolojik
açıdan ölçmek için çeşitli araştırmalar yapılmış, bu yayın organının
etkisinin radyo, sinema ve basının birleşik etkisinden daha üstün
olduğu sonucuna varılmıştır.

Devamlı ve çok uzun süreler TV seyretmek insanda aşağıda ele alınacak olan bozuklukları meydana getirir:

a) Devamlı TV seyreden kimseler pasif, hareketsiz ve hatta mutsuz olabilirler.

b) Devamlı TV seyreden aile üyelerinin ve birbirleriyle dost olan
kimselerin arasındaki alakalar önemini kaybedebilir. İnsanlar
arasındaki sohbetin, konuşarak anlaşmanın, okumanın ve birbirlerini
sevmenin değeri zayıflayabilir.

c) Devamlı TV seyri, insanların yapması gereken pekçok işin ihmal edilmesine ve unutulmasına yol açabilir.

Özellikle çocukların ve gençlerin derslerini ve uykularını TV yüzünden
ihmal ettikleri inkar edilemez. Bu pekçok ailenin derdidir.

Çeşitli programlar yıpratıcı etkiler yapabilir ve insanların macera
hevesini kamçılayarak onları istenmeyen davranışlara itebilir. Bu
noktalara daha başkalarını da eklemek mümkündür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://frm06.nstars.org
 
TELEVİZYON
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
thee.nstars.org :: TEKNOLOJİ :: Tv-
Buraya geçin: